Hepsi Fan Club™
Barış Özbek: Şampiyonluk Yarışını Asla Bırakmayız 2l51t4
yönetim
Hepsi Fan Club™
Barış Özbek: Şampiyonluk Yarışını Asla Bırakmayız 2l51t4
yönetim
Hepsi Fan Club™
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

Hepsi Fan Club™


 
AnasayfaAnasayfa  Latest imagesLatest images  AramaArama  Kayıt OlKayıt Ol  Giriş yapGiriş yap  
Forumumuza Hoşgeldiniz....   
Hoşgeldiniz
Foruma Hoşgeldiniz!Tüm bölümlerimizi görmek,sağ tıklamak,konu açmak,mesaj yazmak,link ve resimleri görmek ve diğer tüm ayrıcalıklarımızdan yararlanmak için ÜYE OLUNUZ.. ;) BU KUTU GİRİŞ YAPINCA KAYBOLACAKTIR!

 

 Barış Özbek: Şampiyonluk Yarışını Asla Bırakmayız

Aşağa gitmek 
YazarMesaj
# m.momsen
GirişimciÜye
GirişimciÜye
# m.momsen


<b>Mesaj Sayısı</b> Mesaj Sayısı : 156
Kadın
<b>Yaş</b> Yaş : 26
<b>Doğum tarihi</b> Doğum tarihi : 22/04/98
<b>Kayıt tarihi</b> Kayıt tarihi : 19/03/10
<b>Uyarı Seviyesi</b> Uyarı Seviyesi : Uyarı Yok
<b>Takımım</b> Takımım : Galatasaray

Barış Özbek: Şampiyonluk Yarışını Asla Bırakmayız Empty
MesajKonu: Barış Özbek: Şampiyonluk Yarışını Asla Bırakmayız   Barış Özbek: Şampiyonluk Yarışını Asla Bırakmayız Icon_minitimePerş. 15 Nis. 2010, 12:42

Galatasaray’ın başarılı oyunucusu Barış Özbek, Galatasaray Televizyonu’nda yayınlanan “Son Pas” programına katıldı.

Galatasaray’ın son oynadığı Fenerbahçe derbisini konuşalım. Galatasaray sana göre neden kazanamadı?
Sizin gibi biz de çok üzgünüz. Büyük bir hayal kırıklığı oldu bizim için. Biz bu maça çok iyi hazırlanmıştık ve bu maçı çok istiyorduk ama neden kaybettiğimizi bilmiyorum.

Oyunun biraz kitlendiğini sen de düşünüyor musun? Maçtan sonra yapılan yorumlarda futbol açısından bu maçın derbiden çok uzakta olduğuydu. Bütün yazarlar iki takımın da genel olarak gösterdiği performansın çok uzağında olduğunu belirtti.
Bence maça iyi başlamıştık. Dışarıdan seyreden biri olarak ilk 10-15 dakika iyi bir performans gösterdiğimizi gözlemledim. Maça hızlı girdik. Maçın ilk saniyelerinde Mustafa Sarp’ın soldan girdiği bir pozisyon vardı. Belki de bu maçlarda önemli olan erken gol bulmak. Biz bu golü bulamadık. Mesela Ankaragücü maçında erken bir gol bulduk ve sonuca gittik. Bu durum bizi güçlendiriyor ve kendimizden daha emin bir şekilde oyunumuzu oynuyoruz. Ama biz bunu bu maçta yapamadık ve dakikalar geçtikçe gol bulamadığınızda bu durum takımı rahatsız ediyor. Dolayısıyla maç kilitleniyor. Pozisyonlar kaçtıkça takım arkadaşlarımız rahatsız oluyor, istediklerini yansıtamıyorlar. Bu yüzden böyle bir maç oldu.

Bu tip maçların bir de kırılma anları çok önemli. Mesela dediğin gibi Mustafa Sarp 20’nci saniyede bulduğu pozisyonu gole çevirse Galatasaray maça 1-0 önde başlayacaktı. Yine maç 0-0 giderken Galatasaray’ın bulduğu çok net fırsatlar vardı. Zaten bu tip maçlarda çok pozisyon bulmak pek mümkün değil. Çünkü takımlar kontrollü oynuyorlar. O kırılma anları heralde Fenerbahçe’nin yararına oldu bu hafta.
Evet. Mesela maç 0-0 iken Dos Santos’un bulduğu bir pozisyon var. O pozisyon gol olsa 2’nci ve 3’üncü golü de bulabilirdik. Çünkü böyle maçlarda motivasyon gerçekten çok önemli. Sonuçta bir taraf kırılacak ve kendi sahanızda oynuyorsunuz. Seyircinin olumlu etkisi de var. Ama gol atamayınca bu durum seyircileri de rahatsız ediyor. Golü yedikten sonra da takım kendini toparlayamadı ve ben bu golü yediğimize inanamadım.

Biz de seninle aynı düşüncedeyiz ama şunu merak ediyorum; son 20 dakikada sanki seyirci de kitlendi. Belki futbolcular bu golün şokunu atlatamadı bu durum hiç kolay değil ama Ali Sami Yen Stadı’nda sen bu maçta oyunun bir parçası olmasan da sen de böyle hissettin mi? Son 20 dakikada o muazzam Galatasaray taraftarı biraz daha itici bir güç olabilir miydi?
Evet. Ben maçta kale arkasında Emre Güngör ile beraberdim. O dakikalarda kalecimiz çok şanssızdı ve hatalı bir gol yedi. Top tam önünde sekti ve gol oldu. Asıl böyle zamanlarda gerçek bir takım olduğumuzu göstermemiz gerekiyor. O golden sonra top her Leo Franco’ya geldiğinde bazı tribünler onu ıslıklıyordu. Bu da takımı negatif yönden çok etkiliyor. Ben mesela eski maçlara bakıyorum; bizim şampiyon olduğumuz sene 90 dakika rakip takımı boğuyorduk ama biz bunu tek başımıza değil taraftarla birlikte yapıyorduk. Biz ilk 10 dakika böyle başladık, içimden 90 dakika yine böyle oynayacağız dedim. Golün elbet geleceğini düşünüyordum ama seyirci de susunca bu performansın devamını getiremedik. Biz seyircimizin rakip takıma karşı yaptığı baskıyı çok özledik.

Seyirci bu maça çok istekli ve arzulu geldi. Özellikle deplasmanda kaybedilen puanlardan sonra bu maçın önemi daha da arttı. Şampiyonluk iddiası hala olan iki takımın mücadelesiydi. İki takım alt sıralarda bile olsa isim olarak önem teşkil eden bir müsabaka. Zaten Galatasaray taraftarı biletleri 2 saat içinde tüketti ve bu maça ne kadar ilgi duyduklarını gösterdi. Maça çok da iyi tezahürat korosuyla başladı. Ama daha sonra o seyirci de oyuncular gibi 70. dakikadan sonra oyundan düştü.
Büyük bir hayal kırıklığı oldu ama bunu da anlamak lazım. Biz çok istiyoruz, onlar çok istiyor. Artık bu maç geçmişte kaldı. Birşey yapamayız.

Seyircilerimiz bu maçtan sonra aranızdaki diyalogları merak ediyor. Bu yenilgiden sonra nasıl toparlandınız? Bu süreci biraz anlatır mısın?
Bu durumda en çok biz üzgünüz. Sonuçta biz bir şampiyonluk yarışındayız ve kaybettiğimiz her maçta şampiyonluktan uzaklaşıyoruz. Hele ki bu tür derbi maçları bizim için çok önemli. Şampiyonluk olarak değil prestij açısından da bu tip maçlar çok önemli. Bu maçı çok kişi izliyor ve kendimizi göstermemiz için de iyi bir fırsat. Ama bu maç artık geride kaldı. Önümüzde daha 7 hafta var. Üzülmeye devam etmek hiç kimseye yaramaz. Bir an önce toparlanmamız lazım ki bunu da yaptık. Tabii ki maçtan sonra konuşmalarımız oluyor. Nerede ve nasıl hata yaptığımızı konuşuyoruz. Neyi daha iyi yapabilirdik bunu tartışıyoruz. Ama bu konuşmaların 2-3 gün sonra bitmesi gerekiyor. Taraftarımızı ben çok iyi anlıyorum çünkü küçükken ben de bir taraftardım ve bu derbilerin önemini biliyorum. Bu derbiler çok konuşulur ama daha çok derbi maçlar oynayacağız ve kazanacağız. Şampiyon olduğumuzda bu maçın da unutulacağını düşünüyorum. O yüzden bu maçı unutup kalan 7 haftaya çok iyi hazırlanmamız lazım.

Son maçlarda takımın performansında bir düşüş görüldü. Bunu alınan sonuçlardan da görüyoruz. Son dört maçta kaybedilen 9 puandan dolayı da ister istemez eleştiri oklarının hedefi haline geldiniz. Bu konuda neler söyleyeceksin? Bir performans düşüklüğü mü yaşıyorsunuz yoksa rakiplerin Galatasaray’a karşı üst düzey bir performans sergilediğini mi düşünüyorsunuz?
Bu durum her sezon aynı aslında. Herkes bizi yenmek istiyor ve bizim maçlara iyi odaklanıyorlar. Düşünsenize bir sezonda 2 kere bizle karşılaşıyorlar ve kendilerini göstermek istiyorlar. Örneğin Eskişehirspor iki maçta da bizden puan aldı. Böyle puan kayıplarına tahammülümüz yok çünkü biz şampiyon olmak istiyoruz ve her maçı kazanmak zorundayız. Bir düşüş var diyelim ama çok büyük olduğunu düşünmüyorum. Bu durumun önüne geçilebilir. Bazı bireysel hatalar bu kötü gidişatı uzattı. Çok talihsiz hatalar yaptık. Örneğin Emre Güngör’ün Trabzonspor maçında yaptığı hata. Emre Güngör 3 senedir Galatasaray’da oynuyor ve çok kaliteli bir oyuncu. Böyle bir hata da şimdiye kadar yapmadı. Onun yaptığı hata herkesin başına gelebilir. O yüzden çok büyütmemek lazım. Bu hafta oynanan maçta da her an gol atabilirmişsiniz gibi geliyor ama golü yiyince de maç bir anda kopuyor. Çünkü ister istemez üzülüyorsunuz.

Peki sen kendi performansın hakkında neler söylemek istersin? Sezon başı kampında da konuşmuştuk çok büyük bir forma rekabeti içerisindesiniz. Çıtayı yükseltmek adına birbirinden kaliteli oyuncular Galatasaray adına yarışıyor. Son performansını kendi açından değerlendirir misin?
Bu çok zor bir soru oldu. Ben kendimi hep hazır tutmaya çalışıyorum. Biz bunları hep konuştuk. İdmanlarda ve bana görev verilen maçlarda elimden geleni yapmaya çalışıyorum. Doğrusunu söylemek gerekirse sezona başlangıcım çok iyi değildi. Çok forma şansı bulamadım. Ama sonradan formamı kaptım. Bu durum böyle büyük bir camiada gayet doğaldır. Yedek kulübesinde oturursunuz, oynarsınız. Beni gerçekten üzen olay benim iki Fenerbahçe maçında da oynamamış olmam. Çünkü benim Fenerbahçe karşısında gerçekten çok iyi bir form grafiğim var. Benim Ali Sami Yen’de oynadığım maçlarda Fenerbahçe’ye hiç yenilmedik. İkisinde galip geldik, birinde de berabere kaldık. Şükrü Saraçoğlu’nda oynadığım kupa maçında da berabere kaldık. Diğer maçlarda sakattım. Bu maçta oynamak çok isterdim.

Trabzonspor maçını değerlendirecek olursak, ilk 15-20 dakika inanılmaz pozisyonlar yakaladı Galatasaray. Çok erken dakikalarda maçı kopartabilirdi ama onlar gol olmadı ve maç kaybedildi.
Biz iyi başladık. Ben de iyi başladığımı düşünüyorum.

O maçta en çok mesafe kateden futbolcu Barış Özbek, seyircilerimizle bu notu da paylaşalım. Rakamlar her maç sonrası bize geliyor, bu maçta koşu mesafesi ve metrakare olarak yer kateden oyuncu sensin o maçta.
Ben her maçta üst düzey bir performans göstermek istiyorum, takım için çok koşmak istiyorum, bu benim bölgemde çok önemli birşey. Ben koşacağım, topları kapacağım, pasları vereceğimki önümüzdeki oyuncular gol atsın. Tabi eleştirilerde geliyor, pozitif şeylerde söylüyorlar ama bazı küçük noktalar futbolda çok şeyi değiştirebiliyor. Hatırlıyorsanız Trabzon maçında önüme top düştü bende biraz şaşırdım çünkü karambolden düştü ve o golü atamadım ben. Belki o golü atsam çok farklı olacaktı şimdi. Emre’nin de yanına gittim kusura bakma Emre dedim onu da kurtarabilirdim çünkü durum 1-0’dı. Futbolda çok ufak noktalar kopartabiliyor yada pozitif negatif yönde etkileyebiliyor.

Barış taraftar sorularıyla devam edelim çünkü GSmobile ve galatasaray.org vasıtasıyla da seyircilerimiz sana bazı sorular iletti. Bir tanesi az önceki yorumumuzu da destekleyecek yönde bir soru. Sevgili Barış demiş seyircilerimizden Umut Topcuoğlu, çok hırslı, istekli, mücadeleci bir futbol tarzın var ancak futbolunu oynarken zaman zaman biz senden daha dikine doğru oynamanı bekliyoruz, geriye ve yan toplarla oynamanı neye bağlıyorsun? Diye bir soru yöneltmiş.
Ben ilk geldiğimde dikine çok oynuyordum ama daha çok hata yapıyordum. Maç içinde çok koştuğum için çok mücadele ettiğim için yine de olsun takım için savaşıyor tabi top kaybı da olacak diyorlardı ama artık kendi oyunumda az hata yapmaya çalışıyorum, artık daha basit oynamayı düşünüyorum. Avrupa’dan bazı duyumlar aldım. Çok iyi, çok güçlü bir futbolcu ama bazen hata yapıyor denilmiş. Bende bu yüzden dedim üç top öne oynayacağıma bir tanesini yana oynayayım bir tanesini öne oynayayım o bir tanesi belki gol olur. Topla çok buluşayım ama az hata yapayım çünkü Avrupa futbolu buna bakıyor. Bana eleştiriler hep bu yönde geldi yani gerçekten futbolu bilen kişilerden şimdi taraftarımızda futbolu bilmiyor değil tabi ama farklı bir gözle bakıyorlar orada. Diyorlar ki yüzde kaç kere topla buluştu, kaç kere hata. Hocamız bana her maçtan önce diyorki Barış çok az hata yap, bu da benim için önemli, çok riskli oynayacağıma arkadaşıma oynayayım sonra çok emin olduğum pasları dikine oynayayım diyorum.

Tabi sizin mevkinizde bu pas trafiğini geliştiriken yerinizi de kaybetmemeniz çok önemli, orta saha oyuncusu açısından en önemlisi o.
Bizim için en önemlisi o pozisyonda hata yapmamamız çünkü biz iki tane ofansif orta saha ile oynuyoruz bir hatayla çok kişi oyundan düşüyor. Biz biliyorsunız 4-1-2-3 oynuyoruz genelde yani ben orada riskli bir hata yaparsam bir anda beş oyuncu oyundan düşüyor. Geçtiğimiz aylarda böyle hatalar çok yaraladı bizi ve böyle hatalar yapmamak için ben diyorumki daha risksiz paslar yapayım. Ama ben eleştiriye açığım daha çok çalışacağım.

Gelen soruların çoğunluğu şampiyonluk şansımızın ne kadar olduğu ve seninle diğer futbolcu arkadaşlarının buna olan inancı. Kalan yedi haftada fikstüre baktığımız zaman Fenerbahçe ve Bursaspor’un oynamadan alacakları birer 3 puanları var, Beşiktaş ve Galatasaray bu 3 puanlık kredilerini önceden aldılar. Kalan maçlarda yine zorlu deplasmanlar var düşme hattında ki Diyarbakır maçı Sivasspor maçı var, şampiyon adaylarından Bursaspor Ali Sami Yen’e gelecek, Antalyaspor, Gençlerbirliği maçları var. Fikstüre baktığın zaman dördüncülüğü ne yönde görüyorsun objektif olarak değerlendirir misin?
Bu maçı kaybetmemiz bizi gerçekten üzdü ve bazı kişiler dedi ki şampiyonluk gitti ama biz şampiyonluk yarışını asla bırakmayız. Biz son maça kadar bunu göstereceğiz ama hayal de kurmamamız lazım çünkü dediğiniz gibi onlar 3’er puan kazanacak. Yedi haftayı düşünmememiz gerekiyor, maçları tek tek düşünerek buna Sivasspor maçıyla başlamamız lazım. Biliyorsunuz geçen sefer Sivas’la çok iyi oynamadık, bir tek şampiyon olduğumuz zaman 5-3 kazandık. Bizim için çok önemli bir maç, Fenerbahçe maçından sonra doğru yöne sapmamız için çok önemli fırsat.

Galatasaraya’da 3 yıl dile kolay zaman hızla geçmiş 2011 Mayısı’na kadar kontratın devam ediyor. Buradan bu yönde seyircilerimize ne söylemek istersin?
Seyircilerimiz bunu biliyor zaten ben küçülklükten beri Galatasaraylıyım. Babam fanatik Galatasaraylı’ydı. Başka şansımız yoktu zaten ailede Fenerbahçeli yada Beşiktaşlı yok galiba. Annemin aileside Galayasaraylı. Dayım, dedem. Zaten Galatasaray’a gelmemin en büyük nedeni buydu. Sonuçta küçüklük hatıraları nasıl ağabeylerimizin kupayı kaldırdıklarını düşünüyorsun. Daha ağır basıyor. Biliyorsunuz ben Türkiye’ye geldiğimde 4 büyüklerden bana teklif geldi ama ben Galatasarayı seçtim. Renklerinden dolayı ve Kalli hocanın sana fırsat vereceğim demesi etkili oldu. 3 yıl çok hızlı geçti, ilk geldiğim günü hatırlıyorum, şimdiye kadar çok güzel günler geçirdim Allah izin verirse 4. yılıma gireceğim. Çok mutluyum güzel yıllar geçirdim şampiyonluk yaşadım, Süper Kupa kaldırdım, bir hayal gibiydi ama gerçekleşti. Şimdide Galatasaray’da başka hayallerim var.

Neler bu hayaller biraz onlardan bahsedelim.
Beni üzen 3 senedir buradayım. Avrupa’da kupa kaldıramadık bunu çok istiyorum çünkü küçüklüğümde bunun ne kadar güzel birşey olduğunu gördüm. Türkiye’mize ve Galatasaray’a böyle bir kupa yakışır diye düşünüyorum. 3 senedir bunu başaramadık. Avrupa Kupaları’nda şanssızlık yaşadık. Sözleşmem 1 sene sonra bitiyor inşallah iki tarafta anlaşırsa ben burada kalmak uzun yıllar hizmet vermek isterim. Zaten izleyenlerde biliyorlardır oyun tarzımdan dolayı bir insan kalbiyle oynarsa böyle görünür.

A Milli Takım’ımızda da ne kadar forma giymek istediğini biliyorum. Teknik heyette bir değişiklik oldu biliyorsun Fatih Terim’den sonra Guus Hiddink bayrağı devraldı. Şimdi Guus Hiddink ve ekibi yurtdışında senin statünde olan Türk gençlerini yakından takip ediyor ve onları çok geniş bir kadroyla, öncelikle bir kısmını Mayıs ayında ABD’de geniş kamp kadrosuyla 3 hazırlık maçı sonrasında artık 2012 elemeleri başlayacak onun kadrosuna eleminasyon yaparak dahil etmeye çalışacak. Milli Takım deyince yaşınla, performansınla akla gelen ilk isim sensin bu konuda neler söyleyeceksin? Yeni teknik ekiple bir görüşmen oldu mu?
Geçmişte bu konuyla ilgili çok spekülasyon oldu. Anlatmak istediğim ama bazıların farklı yöne çektiği şeyler oldu. Babamın istemediği konuşuldu ama bunlar çok geride kaldı biliyorsunuz benim kardeşim de Milli Takım’da oynuyor U18’de. Ben hep söyledim benim için çok büyük şeref olur. Geçmişte bana hiç direkt sorulmadı. Benim Türkçem’de pek iyi değil söylediğim şeyleri yanlış anladılar sanırım. O zamanlar benim söylemek istediğim ben Almanya’da oynuyorum. Beni A Milli Takıma çağırırsanız mutlulukla oynarım ama ondan sonra Ümit Milli Takım’da niye oynamıyor gibi şeyler çıktı ben hiç anlamadım bu konuşmaları. Ondan sonra Alman Milli Takımı’na gittim bu şansım bitti daha çok spekülasyonlar oldu niye gelmiyor diye. Artık şansım yoktu çünkü. Sonra FIFA’da statü değişti artık oynayabiliyorum ama o dönemki hocalarımız belki eski konuşmalardan dolayı beni çağırmadı, ben geçen sezon şampiyon olmamış olsakta çok iyi bir sezon geçirdiğimi düşünüyorum. Şimdi yeni bir hocayla tartışılmaz iyi bir isim. Buradan sadece şunu söyleyebilirim ben her zaman hazırım Milli Takım için oynamaya. Yeni hocalarımızla da görüşmem oldu, 3 sene sonra ilk defa bir araya geldim hocamızla ve bana sordu oynamak istiyormusun diye. Bende bu şansı verirseniz oynamak istiyorum dedim.

Barış Özbek, Türk Milli takımında oynamayı çok istiyor ve yeni teknik heyetle görüşmeleri var anlaşılan Barış’ı kısa zamanda Galatasaray’da olduğu gibi A Milli Takım’da da göreceğiz. Barış bir magazinsel soruyla bitirelim zamanımızı dolduruyoruz çok gelen sorular arasında saç stilinle ilgili sorular var. Saç stilini Barış değiştirdi seviyor mu kalıcak mı bu şekilde yoksa yakın zamanda yine değiştiricek mi?
Şimdiye kadar hep daha kısa saç modelleri seçtiğim için çok göze battı. Kendi sayfama da bu konuyla ilgili sorular geliyor. Bazıları beğeniyor, bazıları beğenmiyor. Ben biraz değişiklik istedim daha da uzatacağım dayanabilirsem. Bakalım zaman ne gösterecek.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
 
Barış Özbek: Şampiyonluk Yarışını Asla Bırakmayız
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası
 Similar topics
-

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
Hepsi Fan Club™  :: Forum Dışı :: Spor :: GalataSaray-
Buraya geçin: